Görüntüleme : 523  /  Yayınlanma Tarihi : 2023-11-03 07:56:33

BEKLENEN İSTANBUL DEPREMİNE KARŞI BİNANIZ GÜVENLİ Mİ?


BEKLENEN İSTANBUL DEPREMİNE KARŞI BİNANIZ GÜVENLİ Mİ?

 

Yıllardır uzmanların uyardığı İstanbul depremine karşı büyük bir endişe söz konusu. Özellikle 26 Şubat depremlerinden sonra insanlar depremin ciddiyetinin tekrardan farkına vardılar. Her ne kadar büyük depremler sonrasında toplumda büyük bir endişe dalgası oluşsa ve deprem tehlikesi medyada sık sık yer bulsa da bu endişe duyguları zamanla azalıyor ve uzmanların uyarıları tekrardan unutuluyor.

 

Bu yazıda sizlere İstanbul'daki tarihsel depremler veya olası senaryolardan ziyade binanızın depreme karşı dayanıklılığında rol oynayan faktörleri paylaşacağız. Amacımız insanların ilgisini çekecek şekilde yazılan yazılarla geçici bir endişe yaratmaktan ziyade toplumumuzda bilinen yanlışları düzelterek ve bu konuda farkındalık yaratarak hangi faktörlerin bina dayanıklılığını etkilediğini sizlerle paylaşmaktır.

 

Binanızın depreme karşı olan dayanıklılığını ya da hasar görebilirliğini etkileyen faktörlerin başlıcaları;

 

 1- Binanın ruhsat projesi: Yapı ruhsatı olmayan binalar "kaçak yapı" olarak nitelendirilir. Bu binalar gerekli mühendislik hizmetlerini almamışlardır ve ustaların sadece tecrübeye dayalı bilgi birikimleriyle inşa edilmişlerdir. Tabiki bu tarz binaların inşasında rol alan ustalar ne kadar yetenekli ve tecrübeli olursa olsun, günümüzde bir binanın depreme dayanıklı tasarımında göz önünde bulundurulan pek çok detaya hakim değillerdir.

 

Bir binanın kaçak olup olmadığını belirlemek için öncelikle belediyede ilgili yapım kayıtlarının incelenmesi gerekmektedir. Eğer binanın yapımına dair kayıt bulunmuyorsa ve izin belgesi mevcut değilse, bu durumda binanın kaçak yapı olduğu kabul edilir. Eğer mevcut bir bina, izin verilen kat adedini aşarsa veya arsa sınırlarının dışında inşa edilirse, o bina ruhsatsız yani kaçak yapı olarak kabul edilir çünkü bina tasarlandığından farklı yüklere maruz kalacaktır.

Mühendislik Hizmeti Almamış bir Bina

2- Yapı tipi: Türkiye'deki kentlerde yaşayan hanelerin yüzde 80 ila 90'ı yığma dolgularla betonarme olarak inşa edilmiş çok katlı apartmanlarda yaşamaktadır ve bunun kötü taklitleri kırsal alanlarda mevcuttur. 2000 yılından sonra inşa edilen konut yapılarının yaklaşık yüzde 80’i betonarme, yüzde 5’i ise yığma yapıdır.

 

  1. Çelik yapılar: Literatürde yapılan sınıflandırmalarda, çelik yapıların davranışının daha öngörülebilir olması, yeterli bir mühendislik hizmeti alma ihtimalinin çok daha yüksek olması ve diğer yapı tiplerine kıyasla daha sünek olması sebebiyle depreme karşı en dayanıklı veya hasar görebilirliği en düşük yapı tipi olarak sınıflandırılabilir.

  2. Betonarme yapılar: Mühendislik hizmeti almış ve depreme dayanıklı tasarlanmış betonarme yapılar dayanıklılık sıralamasında ikinci sırada yerini alıyor.

  3. Yığma yapılar: Betonarme kirişlerle çevrelenmemiş veya güçlendirilmemiş ise depreme karşı en savunmasız yapı sınıflarından biri olarak kabul ediliyor. Eğer 3 katın üzerinde bir yığma yapıda oturuyor iseniz binanızın dayanıklılığına daha şüpheli yaklaşmalısınız.

 

 3- Bina inşa yılı: Binaların depreme karşı dayanıklılığını etkileyen en önemli faktörlerden birisi de inşa yılıdır. İstanbul'daki betonarme binaları 2001 öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırabiliriz.

 

  1. 2001 öncesi: Bu dönemde deprem yönetmeliklerinin birçok müteahhit tarafından pratikte uygulanmaması ve denetim mekanizmalarının zayıf olması, 2001 yılı öncesinde yapılan binaların projeye uygun şekilde inşa edilip edilmediği konusunda şüphe yaratmaktadır. Bu durum da riskleri oldukça artırmaktadır. Özellikle 30 yaş ve üstü binalarda, korozyon, izolasyon deformasyonları ve malzeme kalitesizliği gibi sorunlar sıkça karşılaşılan durumlar arasındadır. Eğer yapınız 30 yaş ve üzerinde ise, bu ek riskleri de göz önünde bulundurmanız önemlidir.

 

  1. 2001 sonrası: Bu dönemde inşa edilen binalarda 1999 depreminden kaynaklı olarak denetim mekanizmalarının özellikle büyük şehirlerde daha sıkı hale gelmesi, binaların projeye ve yönetmeliklere uygun inşasını yaygınlaştırmıştır. 2000 yılında resmi olarak duyurulan TS500-2000 standardı, Türkiye'de yapılacak üst yapı projeleri için oldukça detaylı bir rehber sunmuştur. Bu yönetmelik, özellikle 1999 yılında yaşanan Marmara depreminden elde edilen deneyimleri içererek, yapılacak üst yapı projelerinin tasarım ve yapımı için en önemli kılavuzlardan biridir. Eğer binanızda diğer faktörler göz önünde bulundurulduğunda herhangi anormal bir durum tespit edilmez ve binanın yapım sürecinde uygunluk sağlanmışsa (statik projeye uygun bir şekilde inşa edilmişse), binanın olası bir deprem durumunda gerekli dayanıklılığı sağlaması beklenir.

 

 4- Bina kat adeti:

 Bina kat adedi arttıkça binalara etki eden sabit ve hareketli yükler artacaktır. Binanın ağırlığının artması, deprem sırasında binaya etki eden eşdeğer deprem yükünün de artması anlamına gelir. Bu da bina taban kesme kuvvetinin artmasına yani bina kolonlarına daha fazla yük binmesi anlamına gelir. Doğru mühendislik hizmeti almış binalar kat yüksekliği ne olursa olsun beklenen deprem yüklerini karşılayabilecek şekilde tasarlanmıştır ve endişe edecek bir durum yoktur. Bunun yanı sıra özellikle 2001 yılı öncesinde inşa edilen 7 kat üzeri yüksek katlı betonarme binaların daha riskli grupta yer aldığını söyleyebiliriz.

 

 5- Binanın oturduğu zemin sınıfı ve sıvılaşma riski:

Deprem güvenliği söz konusu olduğunda zemin sağlamlığı veya rijitliği tartışma konularının olmazsa olmazlarından bir tanesidir. Hemen herkes kendi oturduğu binanın ne kadar sağlam zemine oturduğu ile ilgili rivayetler duyar. Söz konusu binaların inşasında illa ki bir kişinin tanıdığı o “sağlam kayalar” görülmüştür.

 

Gerçek şu ki, zeminin sertliğini veya rijitligini basit bir şekilde gözle görülebilen yer yüzeyindeki kayalara ve iş makinalarının bu kayaları kırmada ne kadar zorlandığına dayandırmak büyük bir yanılgıdır ve bunlara kulak vermemek gerekir.

 

Zemin rijitliği inşaat mühendisliğinde “kayma hızı dalgaları” üzerinden tanımlanır. Detaylı zemin testleri sonucunda İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yayınladığı “30 metredeki ortalama kesme hızı dalgaları” haritası İstanbul genelinde bir zemin sınıflandırılması yapılmasına olanak verir. Kesme dalgası hızı azaldıkça zeminin rijitliği azalır ve bu sebeple deprem esnasında ortaya çıkan zemin büyütmesi olayına yani zeminden dolayı binanın olması gerekenden daha büyük ivme ile salınım yapmasına sebep olur.

 

Benzer şekilde İBB’nin yürüttüğü çalışmalarda sıvılaşma riski haritaları da yayınlanmıştır ve İstanbul genelinde sıvılaşma riski yüksek bölgeler tespit edilebilir. Sıvılaşma riski doğrudan yapıya etki eden deprem yüklerini arttırmasa da eğer gerekli zemin iyileştirmesi ve diğer yapısal önlemler alınmadıysa dolaylı yoldan binanın tahmin edilemez şekilde davranmasına ve zemine batmasına sebep olabilir.

 

Zemin sıvılaşmasından dolayı yan yatmış binalar

 6- Binanın bulunduğu konumun depremselliği (maksimum ivme değeri):

Bina konumunun depremselliğini deprem haritalarını kullanarak kontrol edebiliriz. Deprem haritaları genellikle maksimum ivme değerlerini bölgelere göre sınıflandırır ya da 2018 yılında yayınlanan ve AFAD’ın sitesinden ulaşılabilen güncel “Türkiye Deprem Tehlike Haritasi” gibi interaktif haritalar koordinat bazlı olarak maksimum ivme değerlerine ve daha fazla parametreye ulaşma imkanı tanır. Maksimum ivme değerleri bir bölgede geçmişte ölçülen ya da gerçekleşmesi muhtemel olan en büyük ivme değerini ifade eder. Bu da binaların depreme dayanıklı tasarımında en önemli parametrelerden birisidir. Bir konumun yüksek bir maksimum ivme değerine sahip olması, deprem sırasında zemin ivmelerinin de yüksek olabileceği anlamına gelir ve konumun depremselliği ile ilgili bilgi verir.

 

 İnşaat Doktoru Deprem Testi: Bu 6 parametre ile birlikte toplam 17 farklı parametre ile İstanbul'daki binanızın depreme karşı güvenliğini test etmek istiyorsanız sitemizdeki hasarlı bina tespiti için geliştirdiğimiz deprem testini kullanabilirsiniz. Binanızın adresini girdikten ve sorulara cevap verdikten sonra binanızın ne kadar güvenilir olduğuyla ilgili sizinle detaylı bir rapor paylaşıyor ve her parametreyle ilgili binanız özelinde açıklamalı bilgiler paylaşıyoruz. Bunların yanı sıra binanızın çökme dahil farklı hasar seviyelerinin gerçekleşme olasılıklarını sizlerle paylaşıyor ve güven oranı adı verdiğimiz değer ile binanızı depreme karşı dayanıklılığına göre sınıflandırıyoruz.

TESTİMİZE ANASAYFAMIZDAN ULAŞABİLİRSİNİZ.

 

 

 

Sosyal Medyada Paylaş